Enflasyonun Yükselmesi Neden Borsanın İşine Yarıyor?

559

14 Nisan 2022 EconomIcon

Türkiye’de enflasyon 20 yılın en yüksek seviyesinde. Kredi risk primi 600’e dayandı. Borsa’daki yabancı yatırımcı oranı tarihin en düşüğünde. Böyle bir ortam nasıl oluyor da hisselere yarıyor?

Bazı istatistikler vererek başlayalım:

  • Mart 2017’nin sonunda 3 lira 64 kuruş olan 1 dolar, 2022’nin mart sonunda 14 lira 66 kuruştu.
  • Yani, Türk Lirası’nın dolar karşısındaki beş yıllık kaybı yüzde 400’ün üzerinde. Ülkede tarımdan sanayiye ithal edilen her ürün, yüzde 400’lük bir maliyet yükünün altında.
  • Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 8 Nisan’da önemli bir veri açıkladı. Küresel gıda fiyatlarının tarihin en yüksek seviyesinde. Hatta Rusya-Ukrayna savaşıyla tahıl ve bitkisel yağ piyasalarında başlayan sarsıntının devamının geleceği öngörülüyor.
  • Dünya Bankası ise enflasyonu yüzde 5’ten yüksek olan gelişmekte olan ülkelerin oranının yüzde 71,4, gelişmiş ülkelerin oranının ise yüzde 44,1 olduğunu söylüyor.

Tüm bunlar bizi nereye taşıyor? Daha yüksek enflasyona.

Yani fiyatlar kadar artmayan maaşlar, enflasyonla birlikte erimeye devam ediyor.

Bu eriyiş de hâliyle insanları, önce “paramın değerini nasıl koruyabilirim?”e daha sonra yatırım araçlarına itiyor.

Türkiye’de en fazla tercih edilenler döviz ve altın.

Ve bir yatırım aracı daha var ki bugün gördüğü ilgiyi son 36 yılda görmedi.

Hisse senetlerinden bahsediyoruz…

Borsa İstanbul’un verilerine göre Mart 2022 itibarıyla, Türkiye’deki hisse senedi yatırımcısının sayısı 2 milyon 377 bin. Bu sayının tamamını yerli yatırımcılar oluşturuyor.

Borsa İstanbul’un kurulduğu 1986’dan 2020’ye kadarki yatırımcı sayısı ise yaklaşık 1 milyon 100 bindi. Yani 34 yılda ancak çıkılan sayıya ulaşmak için iki yıl yetti. Yabancı yatırımcı sayısı ise 13 bin 300.

Bunda tabii ki insanların yatırım arayışının yanı sıra küresel piyasalardaki para bolluğu da etkili.

Zira başta ABD olmak üzere, hemen her ülke, ekonomilerini canlı tutmak, likiditeyi artırmak için parasal genişlemeye gitti. Son dönemde küresel merkez bankalarının düşük faiz politikasına geçmesiyle yavaş yavaş kısılmaya başladı.

Enflasyonun borsa üzerindeki üç etkisi

1997’den bu yana borsanın içinde olan Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Kaderli ile enflasyonun borsa üzerindeki etkisinin detaylarını konuştuk.

Enflasyonla borsa arasında doğru yönlü bir ilişki olduğunu söyleyen Kaderli, bunun üç şekilde gerçekleştiğini ifade etti:

1- Bunlardan ilki enflasyonun, şirketlerin duran varlıklarına etkisi. 

Kaderli’nin de açıkladığı gibi enflasyon yükseldiğinde şirketlerin sahip olduğu duran varlıkların da fiyatı yükseliyor.

Örneğin bir binanın fiyatı 1 milyon lira ise yüksek enflasyon nedeniyle, bir sene sonra 2 milyon liraya çıkabiliyor. Benzer etki, diğer tüm demirbaşlarda da görülüyor.

Kaderli, “Dolayısıyla hisse seneleri, aynı zamanda bir şirketin tüm varlığını da temsil eden bir varlık olduğu için, enflasyondan ‘olumlu’ etkileniyor” açıklamasını yapıyor ve şöyle örnekliyor:

Mesela, PETKİM’i ya da TÜPRAŞ’ı bugünkü inşaat maliyetleriyle yeniden kurmaya kalksanız karşınıza çıkacak olan rakam, belki de şu anda PETKİM’in borsada sahip olduğu değerden çok daha yüksek. O yüzden enflasyonist dönemlerde biz genellikle hisse senetlerinde artış bekleriz.”

2- Enflasyon-borsa ilişkisindeki ikinci etki ise hisse senedinin bir “enflasyondan koruma aracı”na dönüşmesi.

“1990’lı yıllarda çok yüksek enflasyon vardı. Yüzde 100’ü aşan bir enflasyon hakimdi. O dönemde hisse senetlerinin en az enflasyon kadar arttığını görürdük. Hatta enflasyonu üçe, dörde katlayan birçok hisse senedi olduğunu da gördük” diyen Prof. Dr. Yusuf Kaderli’ye göre şu anda da benzer bir dönemdeyiz.

3- Son olarak enflasyonun, şirketlerin gelir tablosuna etkisi de önemli bir konu.

“Enflasyonun duran varlıklara etkisi bilanço tarafıydı. Bunun bir de gelir tablosu tarafı var” diyen Kaderli, gelir tablosunda en önemli kalemin ciro olduğunu hatırlatıyor.

Enflasyonist ortamda şirketlerin maliyetleri de artıyor. Şirketler de hâliyle bunu ürünlerinin fiyatlarına yansıtıyor.

“Yüzde 60-70’lerde olan yabancı yatırımcı oranı, yüzde 37’ye kadar geriledi”

Türkiye’nin hisse senedi piyasası ile ilgili son dönemde en çok konuşulan konulardan biri de yabancı yatırımcının borsadan çıkması.

“1997’den beri borsadayım ve yabancı yatırımcının oranı genellikle yüzde 60-70’lerden aşağı kolay kolay düşmez. Zaman zaman sert geri gelişlerle yüzde 50’lere dayansa da hiçbir zaman yarıdan az olmazdı. Her zaman yarıdan fazlası yabancı yatırımcıydı” diyen, Prof. Dr. Yusuf Kaderli, bugün bu oranın yüzde 37’lere kadar gerilediğini hatta yüzde 35-36’ları zorladığı zamanların bile olduğunu söylüyor.

Yazar: Gökçen Tuncer

Kaynak: Independent Türkçe